Okul, bilgi ve ahlakın yeşerdiği, geleceğe dair umutların filizlendiği bir kutsal mabet olmalı. Fakat ne yazık ki, bu mabedin gölgesinde kimi zaman karanlık bir gerçek filizleniyor: okulda şiddet hatta cinayet! Bu sorun, sadece eğitim camiasını değil, tüm toplumu derinden etkileyen bir yaradır.

Okul, bilgi ve ahlakın yeşerdiği, geleceğe dair umutların filizlendiği bir kutsal mabet olmalı. Fakat ne yazık ki, bu mabedin gölgesinde kimi zaman karanlık bir gerçek filizleniyor: okulda şiddet hatta cinayet! Bu sorun, sadece eğitim camiasını değil, tüm toplumu derinden etkileyen bir yaradır.

Okulda şiddet birçok farklı şekilde karşımıza çıkabilir. Fiziksel şiddet, yumruklama, tekmeleme gibi bedensel saldırıları; sözel şiddet, hakaret ve aşağılama gibi sözlü saldırıları; sosyal şiddet, dışlama ve görmezden gelme gibi davranışları; siber zorbalık ise internet ve sosyal medya üzerinden yapılan saldırıları kapsar.

Geçtiğimiz gün İstanbul Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan’ı silahla başından vurarak hayatını kaybetmesine neden olan 16 yaşındaki Irak asıllı Y.K. sadece öğrencilerin değil öğretmenlerinde büyük risk altında olduğunu bir kez daha ülke gündemine taşıdı.

Bu tür saldırıların sonuçları ise gerek öğrenciler için gerekse eğitim camiasında görev yapanlar için oldukça yıkıcıdır. Şiddete maruz kalan öğrenciler, hem psikolojik hem de akademik açıdan büyük zarar görürler. Korku, kaygı, depresyon gibi duygularla boğuşmak zorunda kalırlar. Derslere konsantre olamazlar ve başarıları düşer. Hatta bazı vakalarda, şiddetin travmatik etkisi intihar gibi üzücü sonuçlara yol açabilir.

İlim irfan yuvası olarak devam edilmesi gereken okula her sabah gitmek, aynı baskı, stres ve şiddet riskine maruz kalmak büyük bir işkenceye dönüşür. Okul denilen yer anlamını yitirerek olmaması gereken bir karanlık çağ arenasına dönüşür.

Peki, okulda şiddete neden olan etkenler nelerdir?

Bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Aile içi şiddet, sosyo-ekonomik sorunlar, akran zorbalığı, yetersiz rehberlik ve danışmanlık hizmetleri, şiddeti tetikleyen faktörler arasında sayılabilir. Ayrıca, okulların yetersiz altyapısı, güvenlik zafiyetleri ve etkili disiplin mekanizmalarının eksikliği de sorunun derinleşmesine katkıda bulunur.

Okulda şiddeti önlemek için ise kapsamlı bir yaklaşım şarttır. Aile, okul ve toplumun ortaklaşa mücadele etmesi gereken bir sorundur bu. Aile içi iletişimin güçlendirilmesi, sosyal ve duygusal beceri eğitimlerinin verilmesi, şiddete karşı farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi, okulların güvenliğinin artırılması ve rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi çözümler üzerinde durulmalıdır.

Okula başlayan ve belli bir sınıf düzeyine gelen her öğrenci ve ailesiyle okula kabul ve devamlılık şartlarını içeren bir sözleşme hem öğrenci tarafından hem de ailesi tarafından okunarak imza edilmelidir.

Öğrenci de, aile de, öğretmen de okulun bir öğretim kurumu olduğu bilincinde olmalı. İlkokul'da sadece okuma yazma değil bir kaç yıl iyi birey olma eğitimi bu konuda yetkin rehberlik eğitmenlerince verilmeli okullarda mutlaka başvurulabilecek psikolog bulunmalıdır.

Farklı yaşam tarzı, kültür, görgü ve şartlarda olan tüm öğrencilerin aynı potada değerlendirilmesinin ne kadar riskli olduğu ortadadır. Anne babası ayrılmış, evde şiddet görmüş, baskı altında olan bir çocukla, sevgi içinde büyütülen bir çocuk aynı sırada oturursa sizce ne olur?

Sadece arkadaşının kalem kutusunu beğendiği için hiç bir sebep olmadan sıra arkadaşının eline kalem ucu batıranlar, arkadaşının su matarasını çiğneyenler, öğretmen tahtaya yazı yazarken arkasından içi su dolu su şişesini fırlatanlar, okul tuvaletindeki sifonların iplerine asılıp okul malına zarar verenler, kapıları tekmeleyerek açanlar, grup kurup okul bahçesinde terör estiren öğrenciler meydana çıkar.

Tabi bu altyapıyla eğitim kadrosunun yaşananları engelleme çabası yetersiz kalıyor. Ve bakıyorsunuz her sabah okula geç gelen öğrenciler..... Çünkü yaşanan şiddet sevgiyle büyütülen çocukların okulu bir cehennem olarak tanımlamasına neden oluyor. Anne baba zoruyla ayak sürüye sürüye okula giden bir nesil de böyle oluşuyor.

Unutmayalım ki, okulda şiddet sadece bugünün değil, geleceğin de sorunudur. Bu karanlık gölgeyi aydınlatmak için hepimize görev düşmektedir. Gelecek nesillerin sağlıklı ve huzurlu bir eğitim ortamında yetişmesi için, okulda şiddete karşı Milli Eğitim Bakanlığı dahil hep birlikte mücadele etmeliyiz.

Eğer siz de okulda şiddete maruz kalıyorsanız veya şiddete tanık oluyorsanız, sessiz kalmayın. Ailenize, öğretmenlerinize veya güvendiğiniz bir yetişkine durumu bildirin. Unutmayın, yalnız değilsiniz ve bu sorunun çözümü için birçok kişi mücadele ediyor.

Acı olayların devam etmemesi için okulda şiddet, akran zorbalığı sorununa karşı farkındalığı artırmak, altyapısı uygun okullar inşaa etmek ve iyi öğretmenleri koruyup el üstünde tutmak zorundayız.

Tabi diğer yandan bunları başarabilmek için gereken parasal güç çok kapsamlı ve derin bir başka boyut.

Okulda silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden okul müdürü İbrahim Oktugan’a Allah'tan tahmet ailesi ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

Bu son olsun. Barış, sevgi, empati ve kaliteli öğretim okullarımızda kök salsın.

Öner KIRAN

Pin It
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
Mudanya Nöbetçi Eczaneleri

Sosyal medyada bizi takip edin

facebook'ta mudanya.gen.tr'yi takip edin twitter'da Mudanya.gen.tr'yi takip edin youtube'da mudanyagentr'yi takip edin

Bu hafta öne çıkanlar